Katar’daki 10 mimari harika

Pritzker Ödüllü mimar Jean Nouvel tarafından tasarlanan Katar Ulusal Müzesi, doğal olarak oluşan ve “çöl gülü” olarak da bilinen kristal oluşumlardan ilham alır. Sheikh Abdullah bin Jassim Al-Thani’nin asıl sarayının etrafındaki 40.000 metre karelik bir alana inşa edilen ve 25 yıl boyunca hükümet merkezi olarak kullanılan Katar Ulusal Müzesi, geleceği kutlarken Katar’ın mirasını dile getiriyor. Culture Pass Plus veya Aile üyeliğinizi kullanarak Katar Müzeler İdaresi ağı dahilindeki galeri ve sergilere ücretsiz ve sınırsız giriş hakkı elde edebilirsiniz. 

Paris’teki Louvre Müzesinin ön avlusundaki cam piramidi tasarlayan mimar olarak tanınan Pritzker Ödüllü I.M. Pei’nin tasarladığı İslam Sanatı Müzesi, Doha’nın merkezindeki sahil kordonunun bitişiğindeki bir yapay ada üzerinde bulunuyor.  Bu bina 9. yüzyılda Kahire, Mısır’da inşa edilen Ahmed İbn Tulun Camii’ndeki Sebil veya abdest çeşmesi olarak adlandırılan eserden esinlenmiştir.  Katar’daki bu özgün tasarımlı müzeyi inşa ederken kubbe, geometrik desen, kemer ve su yapılarındaki geleneksel İslami desenlerle modern mimari unsurlar bir araya getirilmiştir. Culture Pass Plus veya Aile üyeliğinizi kullanarak Katar Müzeler İdaresi ağı dahilindeki galeri ve sergilere ücretsiz ve sınırsız giriş hakkı elde edebilirsiniz. 

Rem Koolhaas tarafından tasarlanan Katar Ulusal Kütüphanesinin elmas şeklindeki dış kısmı, ışığı ve görünürlüğü öne çıkaran ferah iç mekanıyla bir tezat yaratır. Bir milyondan fazla kitabıyla bu kütüphane, herhangi bir koleksiyonu kolayca tarayabileceğiniz otomatik kitap sıralama sistemine sahiptir. Giriş katındaki tarihi kütüphanede ise 7’nci yüzyıla kadar belgeler bulunur.

Dünyadaki en büyük Nobu restoranı olan bu restoran Four Seasons Hotel Doha’nın özel marinasının içinde bulunur. Rockwell Group tarafından tasarlanan yumurta şeklindeki bu üç katlı restoran, başkentin büyüleyici şehir silueti eşliğinde Şefin ünlü Japon yemeklerini sunar.

Arata Isozaki tarafından tasarlanan Katar Ulusal Kongre Merkezi (QNCC) dış yapıyı tutan iç içe geçmiş sidra ağaçları görünümüne sahiptir.  Dalları ile geniş bir gölge oluşturan bu ağaç, geleneksel olarak bilginin sembolüdür. 

QNCC çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapar ve oditoryum, toplantı odaları ve sergi mekanları bulunur.

Bir hastane ve biyomedikal araştırma merkezi olan Sidra Medicine çelik, cam ve beyaz seramik çinilerden oluşur. New York’taki Dünya Finans Merkezi, Malezya’daki Petronas Kuleleri ve Hong Kong’daki Uluslararası Finans Merkezi gibi çalışmalarda imzası bulunan Cesar Pelli tarafından tasarlanan bu hastanenin, Katar’ın denizcilik geçmişini anımsatan üç yüksek yelkeni bulunur. Bu avluların içindeki sessiz ve doğal ışıkla aydınlatılan alan, yeşilliklerle ve suyla dolu dinlendirici şifa bahçelerine ev sahipliği yapıyor.

Bu yapı, 2015 yılında Dünya Mimarlık Festivali’nde Din kategorisinde birincilik ödülünü kazanan Eğitim Şehri Camii’ne ev sahipliği yapar. Cami, İslam’ın beş şartını temsil eden beş büyük sütun üzerinde durur.

QFIS’in temelinde İslami Külliye veya ‘tüm bilgilerin arandığı yer’ bulunur. Binanın sarmal planı ve okulu camiye bağlayan çok sayıdaki yolu, tüm bilginin nihai kaynağının inanç olduğu tezini dile getirir.

2022 FIFA Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak sekiz stadyumdan biri olan Al Janoub Stadyumu Mayıs 2019’da faaliyete geçti.  40.000 kişilik bu arena, Katar sularını çevreleyen dhow yelkenlilerinden ve ülke ekonomisinin ayrılmaz bir parçası olan incilerden ilham alınarak Zaha Hadid tarafından tasarlandı.  Al Janoub Stadyumu’nun, Al Wakra Spor Kulübü’nün resmi stadyumu olması bekleniyor.

2022 FIFA Dünya Kupası için özel olarak inşa edilmiş bir başka mekan olan Al Thumama Stadyumu, saygın bir Katarlı mimar olan İbrahim M. Jaidah tarafından  çoğu Arap ülkesinde erkeklerin geleneksel olarak giydiği dokuma bir şapka olan gahfiya’dan ilham alarak tasarlandı.  Yüksek Komite’nin mirasa yönelik geniş bakış açısı dikkate alınarak, 40.000 kişilik stadyumun kapasitesi FIFA 2022 Dünya Kupası’ndan sonra yarıya indirilecek ve koltuklar spor altyapısına ihtiyaç duyan ülkelere bağışlanacak. 

Bir kıyı şehri olan Al Khor’daki Al Bayt Stadyumu, kültürel mirası sürdürülebilirlikle bir araya getiriyor. Basra Körfezi’nde bayt al sha'ar olarak adlandırılan Bedevi çadırlarının yeniden yorumlandığı, farklı karakteristiklere sahip bu stadyum, 60.000 kişilik kapasiteye sahiptir.  Yüksek Komite’nin mirasa yönelik geniş bakış açısı dikkate alınarak, stadyumun üst kısmındaki modüler koltuklar sökülebilir ve spor altyapısına ihtiyaç duyan gelişmekte olan ülkelere gönderilebilir.